Bir kalabalığın içinde yürürken, bazen nereye gittiğini bilmeden adımlarını hızlandıran insanlara rastlamışsınızdır. Çünkü öndekiler koşuyordur.
Belki bir şeyden kaçıyorlar, belki sadece bir an önce bir yere varmak istiyorlar.
Nedenini bilmeden peşlerinden koşanlar olur.
Sonra onları izleyen başkaları…
Ve bir anda, bir kalabalık, bir yön, bir amaç olmadan hareket etmeye başlar.
İşte buna “sürü psikolojisi” diyoruz.
Toplumsal Otomatik Pilot: Düşünmeden Katılmak
Sürü psikolojisi, bireyin kendi kararlarını verme yetisini askıya alıp çoğunluğun kararına uymasıdır. Bu durum, yalnızca hayvanlar âleminde değil, insan toplumlarında da fazlasıyla yaygındır. Moda seçimlerinden siyasi görüşlere, sosyal medyada linç kültüründen finansal yatırımlara kadar birçok örneği günlük yaşamımızda görmek mümkün.
Bir ürün trend olunca, kalitesi sorgulanmadan satın alınır.
Bir fikri çok kişi savunuyorsa, doğruluğu araştırılmadan kabul edilir.
Kalabalık alkışlıyorsa, sebebi bilinmeden eller çırpılır. Çünkü kalabalığın sesi, bazen bireysel aklın sesinden daha yüksek çıkar.
Sürüde Olmak Güvenli mi, Yoksa Tehlikeli mi?
İnsanoğlu sosyal bir varlıktır. Topluluk içinde onaylanmak, dışlanmamaktan daha önemlidir çoğu zaman. Ancak bu ihtiyaç, bizi çoğu zaman yanlışa da sürükler. “Herkes yapıyor” cümlesi, ahlaki ya da mantıksal sorgulamanın yerine geçtiğinde, büyük toplumsal hataların eşiğine geliriz.
Tarihteki en karanlık dönemlerin, en yanlış kararların ve en utanç verici eylemlerin arkasında da sürü psikolojisi vardır.
Bir fikri savunmasanız da kalabalığın içinde olduğunuz için sessiz kalırsınız.
Bir haksızlık görseniz de herkes sustuğu için siz de susarsınız.
Ve bir süre sonra, susmak bir tercihten çıkıp alışkanlığa dönüşür.
Kalabalığın İçinde Yalnız Olmak Gerekebilir
Sürü psikolojisinden kurtulmanın ilk adımı; farkında olmaktır.
Ne düşündüğünü, neye inandığını, neyi neden yaptığını kendine dürüstçe sormaktır.
Kalabalığın ortasında, yönü sorgulamak cesaret ister.
Bazen tüm grup sağa giderken, sola sapmak gerekir.
Bugün sosyal medya algoritmaları bile sürü psikolojisinin dijital bir versiyonunu yaratıyor. Popüler olan içerikler, düşünceler, kişiler önümüze düşüyor ve biz de çoğu zaman sorgulamadan içselleştiriyoruz. Oysa “çok görünür” olan her şey, “çok doğru” değildir.
Sürüde Huzur Vardır Ama Özgürlük Yoktur
Düşünen birey, sorgulayan bireydir. Kalabalığın peşinden gitmeden önce, yönünü ve niyetini anlamaya çalış. Bazen en büyük cesaret, çoğunluğun değil, vicdanının sesini dinlemektir.
Unutma, kalabalık olmak her zaman güçlü olmak demek değildir. Bazen yalnız başına doğru bir yerde durmak, binlerce kişiyle yanlış bir yolda yürümekten daha değerlidir.
Peki, son zamanlarda hangi düşünceyi sadece “çoğunluk öyle düşünüyor” diye kabul ettin?
Veya kendine şu soruyu sor:
“Bir fikre mi sahipsin, yoksa sadece çoğunluğun fikrine mi ortak oldun?”
Belki de şimdi, gerçekten kendi aklını kullanma zamanıdır.
Olamaz mı..?
YORUMLAR